Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Evren'deki 4 Temel Kuvvet ve Kıyamette Arş'ı Taşıyan '8' (Evren Geometrisi Mode  (Okunma sayısı 30924 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı T.Taşpınar

  • Administrator
    • Profili Görüntüle

EVRENDEKİ 4 TEMEL KUVVET VE KIYAMETTE ARŞ’I TAŞIYAN 8

Evren, dört temel kuvvet sayesinde işliyor. Bunlar kütle çekimi, elektromanyetizma, zayıf çekirdek kuvveti ve güçlü çekirdek kuvveti olarak adlandırılıyor. Bu kuvvetler evrendeki her şeyin birbirleriyle etkileşim durumunda olmasını sağlıyor ve her birinin işlevi, etki uzaklığı ve etki şiddeti birbirinden farklıdır.
 
Kütle çekim, gökadalar, yıldız kümeleri, Güneş Sistemi gibi gökcisimlerinden oluşan sistemleri bir arada tutar ve hareketlerini belirler...

Elektromanyetik kuvvet, elektronları çekirdeğe bağlayan, atomları ve molekülleri bir arada tutan kuvvettir…

Güçlü çekirdek kuvveti, atom çekirdeklerini oluşturan parçacıkları yani protonları ve nötronları birbirine bağlar...

Zayıf çekirdek kuvveti proton ve nötronları oluşturan kuark ve lepton adlı parçacıkların birbiriyle etkileşmesini sağlar.’’

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi – Haziran 2008   
 http://evrenbilimi.blogcu.com/evren-evrendeki-temel-kuvvetler_18423571.html

Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada dilediği arttırmayı yapar. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.
35(Fatır)/1

‘’Bazıları da "melek kelimesi, başında mim asıl harflerinden olmak üzere mülk ve melekût maddelerinden "kuvvet" manasınadır" demişlerdir. Çoğulu "emlâk" veya kural dışı olarak "melaik" olabilir. Buna göre ikisi bir kavramda birleşebilirse de "melek"te bu kuvvet manası; "melâike"de önceki elçilik manası daha açık görünür. "Melek, melâikeden daha geniş kapsamlıdır." denilmesinin sebebinin de bu olması düşünülebilir. Her melâike melektir, kuvvettir.’’ (Elmalılı tefsiri)   
 http://www.kuranikerim.com/telmalili/hakka.htm

Melek, ‘’kuvvet’’ demek olan 'Melk'den veya elçilik manasına gelen 'Mel'ek'den alınmıştır. Birincisi itibariyle çok kuvvetli, belki ayn-ı kuvvet manasına; ikincisi itibariyle de emr-i İlahinin ahize ve nâkilesi (alıcı-verici) olarak elçilik manasına gelir.   
http://tr.fgulen.com/content/view/1326/150/

Başındaki “م mim/m” kelimenin aslındandır, ek değildir. Kuvvet/yönetim gücü anlamındaki “M-L-K” kökünden türemiştir. Mülk, malik ve melik sözcükleri bu kökten türemedirler.   
http://www.kurannesli.info/bilgibankasi/yazi.asp?id=1213                 

Fatır Suresi 1. ayette geçen ‘’melek’’ kelimesinin ‘’kuvvet’’ anlamına da geldiğine dair açıklamalar vardır. Ayette ise bu meleklerin diğer bir anlayışa göre de kuvvetlerin, ikişer, üçer ve dörder cenahlı yaratıldığından bahsediliyor. Ayette geçen ‘’ecniha’’, cenah kelimesinin çoğuludur. Cenah temel anlam olarak kanat manasına gelir fakat aynı zamanda ‘’taraf’’, ‘’yön’’ anlamlarına da gelebilmektedir. Sonuç olarak bu açıklamalardan ayetten, meleklerdeki kuvvetin ikişer, üçer ve dörder yönlü olarak yaratıldığı anlamını da çıkarabiliriz. (Kütle çekimi, elektromanyetik kuvvet, zayıf çekirdek kuvveti ve güçlü çekirdek kuvveti)                                           


16. Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.        
17. Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
                                                69(Hakka)/16, 17

Abd b. Humeyd'in Seleme'den rivayet ettiğine göre İbnü İshak şöyle demiştir: Hz. Peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğu bize ulaştı: Onlar, yani Arş'ı taşıyanlar bugün dörttür. Kıyamet günü geldiğinde yüce Allah onları diğer bir dört ile destekleyecek, sekiz olacaklar."
(ELMALILI TEFSİRİ)
http://www.kuranikerim.com/telmalili/hakka.htm

Arş, mülk manasına alındığı takdirde onun taşıyıcıları onu ayakta tutanlardır. Arş'tan maksat taht olduğu takdirde de onun taşıyıcıları, üzerine tahtın oturmuş olduğu ayaklar yahut taht sırtlarına yüklenenlerdir. Arş'ı taşıyanlar sayı ile ifade edilir.
http://www.kuranikerim.com/telmalili/hakka.htm

Üçüncü grup ise bozonlar; evrende temel kuvvetlerin aktarımını sağlayan küçük mesajcı atomaltı parçacıklar bu üçüncü grubu oluşturur. Örneğin fotonlar elektromanyetik kuvveti taşırken, yerçekimi kuvvetini gravitonların taşıdığı düşünülüyor. Fizikçiler her bir parçacığın görünmez bir ayna görüntüsü de olduğuna inanıyorlar; bu ayna görüntüsüne de antimadde adını vermişlerdi.
http://www.fizikevreni.com/cekirdek2.pdf

Anti madde: Parçacıklar hakkında ilginç olan her birine karşı gelen bir anti parçacık olmasıdır. Anti parçacıklar gerçek parçacıklardır. Parçacık ve onun anti parçacığı arasındaki temel fark sadece yüklerinin ters işaretli olmasıdır. Anti parçacığı aynadaki görüntü gibi düşünelim. Aynaya bakıldığında sağdaki ve soldaki görüntüler sadece aynadaki terslenmelerdir. Benzer olarak parçacık dünyasında da yük aynaya bakıldığında terslenendir. Anti parçacığın kütlesi, spini ve diğer birçok özelliği de parçacık ile aynıdır. Genelde bir anti parçacığın adı parçacığın önüne anti kelimesi gelmesi ile yazılır. Örneğin protonun anti parçacığı anti protondur. Bu kurala uymayan elektronun anti parçacığı olan pozitrondur. Anti parçacık hakkında ilginç olan evrendeki her bir maddenin anti parçacığı olmasıdır. Bu her nedense bir gizemdir.”
http://w3.gazi.edu.tr/~mkaradag/tezler/ertugruldemir.pdf

Kuvvetler, kuvvetlerin aktarımını sağlayan atom altı parçacıklardan kaynaklandığına göre bu parçacıkların sayısı, evrendeki temel kuvvetlerin de sayısını belirlemektedir. Eğer bunlar Allah’ın takdiri ile kıyamette anti parçacıkları ile birleşirse ayet ve hadisteki olay gerçekleşmiş olacaktır.

Hakka suresindeki ayetler Evren’deki dört temel kuvvetin sayısı kıyamet ile birlikte sekize çıkacağını belirlemektedir. Bu kuvvetleri taşıyan atom altı parçacıklardan olan bozonların her birinin bir ayna görüntüsü olarak değerlendirilen anti maddelerin olacağından bahsediliyor. Böylece bu anti maddelerle birlikte sayısı dört olan kuvvet taşıyıcı taneciklerin sayısı da kıyametle birlikte, tüm kuvvetlerin Evren’in etrafında toplanmaları sebebiyle,  sekize çıkacaktır.
 
Bu bölümde, ayetlerde geçen melek kelimesinin yorumundan, Yüce Allah’ın görevlendirdiği meleklerinin inkâr edildiği anlamı çıkarıl-mamalıdır. Ayette bahsedilen meleklerin ancak evrende fiziksel olarak tanımlanan dört temel kuvvet olabileceği ve yaratılmış diğer melekleri içermeyeceği gibi bir iddia kast olunmamaktadır. Ancak Zumer Suresi 23. ayet anlamında, ayetin içerebileceği ikili anlamlara bir örnek olarak düşünülebilir.




KIYAMETTE ARŞI TAŞIYACAK OLAN “SEKİZ” VE EVREN’İN GEOMETRİSİNİ AÇIKLAYAN MODELLER

Hakka Suresi - Elmalılı Meali (Orjinal)

15. İşte o gün o vâkıa vukua gelmiştir
16. Ve Semâ yarılmış o da o gün sarkmıştır,
17. öyle ki melekler, kenarları üzerindedir ve üstlerinde o gün rabbının Arşını sekiz hâmil olur.
 
Yukarıdaki Hakka Suresi ayetlerinde kıyametin getireceği olaylardan göğün yarılması ve meleklerin  diğer bir deyişle de kuvvetlerin, göğün yani evrenin kenarları üzerinde olacağı anlatılmaktadır.

Evrenin şekli ve geometrisi üzerindeki modern görüşler ile bu ayetlerde bahsi geçen  “göğün kenarları” ve “sekiz” kelimeleri arasında oldukça ilginç bağıntılar dikkati çekmektedir.

Evrenin geometrisi üzerine en bilinen görüşlerden olan hiperbolik evren modeline göre evren,karşılıklı kenarları birbiriyle bağlantılı “sekizgen”şeklindedir.

Aşğıdaki alıntıda verilen şekillerde bu özel geometri açıklanmaktadır. Türkiye’nin en bilinen resmi bilim kuruluşu  Tübitak’ın bilimsel yayınlarından olan Bilim Ve Teknik Dergisi’nde bu görüşler yayınlandığı gibi, en bilinen uluslararası bilimsel yayınlar da bu konular işlenmiştir.

Ayetlerde göğün yani evrenin kenarlarından bahsedilmesinin ardından, arşın “sekiz” tarafından taşınacağının belirtilmesi gerçekt en çok ilginçtir.Evrenin geometrisi hakkındaki bilimsel görüşlerde “sekizgen” olarak belirtilen geometrik kavram zaten “sekiz kenarlı” anlamına gelmektedir.Melekler ,diğer bir deyişle de evrenin işlemesini sağlayan temel kuvvetler ,evrenin  bu sekiz kenarı üzerinde toplanmış ve bundan dolayı Yüce Allah’ın evren üzerindeki hükümranlık gücünün ,yani arşının, bu sekiz kenar tarafından yüklenileceği kastedilmiş olabilir.

Evrenin geometrisi üzerine geliştirilen modellerden hiperbolik evren modelinde üçgen,dörtgen veya altıgen vs. değil de tam olarak sekizken bir yapıda olması gerekliliğinin ortaya çıkması ,ayetlerin mucizevi yönünü güçlendirmektedir.

Bunların yanında, matematiksel kavramlardan olan “topoloji” kavramını ve yukarıda bahsi geçen sekizgen  yapılı hiperbolik evren modelinin topolojik yapısını araştırdığımızda yine çok ilginç sonuçlara ulaşılmaktadır.Bu konunun anlaşılabilmesi için “topoloji” kavramı hakkındaki aşağıda verilen bilgilere dikkat etmek gerekir.

“Homeomorfizma veya topolojik eşyapı (topolojik izomorfizm), matematiksel alanda topolojinin incelediği temel konulardan biridir ve iki uzayın (mesela iki şeklin) parça koparmadan sürekli olarak birbirine dönüşümünü inceler.

Kabaca, topolojik cisim geometrik bir nesne ise, homeomorfizma nesnenin yeni şeklini sürekli esneyerek kaplar. Bu suretle bir kare ve çember birbirlerinin homeomorfudurlar, fakat bir küre ve delinmiş küre değildirler.

Aralarında homeomorfizma olan iki cisim homeomorfik olarak adlandırılır. Topolojik açıdan bunlar aynıdır. Mesela bir üçgeni bir çembere, bir çay bardağını, çay tabağına ya da kulplu bardağı simide homeomorfik kılabiliriz. Bu örneklerde, bu nesnelerin içinde bulundukları uzaylar, nesnelerin hangi topolojiye sahip olduğunu belirlemektedir.

İki şekil üzerinde homeomorfizmayı şu şekilde açıklayabiliriz: A şeklinden B şekline yırtmadan, parça koparmadan geçebilmek için A'dan B'ye sürekli fonksiyona ihtiyaç vardır. Ve aynı şekilde B'den A'ya geçmemiz gerekmektedir. Bunun için de fonksiyonumuz tersinir olmalı ve tersi de sürekli olmalıdır.”
http://tr.wikipedia.org/wiki/Topolojik_E%C5%9Fyap%C4%B1



 




 
 



Yukarıda verilen bilgiler ile bu konuları açıklayan şekillerde sekizgen yapının yanı sıra, topolojik olarak bunun karşılığı olan şeklin çok ilginç olan bir özelliği de göze çarpmaktadır. Hiperbolik evrenin sekizgen yapısının topolojik karşılığı olarak gösterilen şekil,”iki delikli çörek” şeklinde açıklanmaktadır. Ancak görsel olarak bu şekil, tam da modern uluslararası kabul gören rakamlardan “8” şeklini oluşturmaktadır. Bu özelliğiyle de ayetlerde geçen “sekiz”in diğer bir yönden mucize oluşturduğunu göstermektedir.

Peygamberimize atfedilen ve bir önceki konuda bahsi geçen hadislerde söz edilen, arşı taşıyanların sayısının kıyametten önce dört olduğu ve kıyamette bu sayısının sekiz olacağı anlamındaki ifadenin, bu konu için de bir yansıması fark edilmektedir. Dikkat edilirse, bilimsel kaynaklarda hiperbolik evren modeli açıklanırken, "karşılıklı kenarları birbirleriyle ilintili sekizgen"den söz edilmektedir. Buradan, sekizgende, yani sekiz kenarlı bir yapıda dört adet karşılıklı kenar olması gerektiği çıkarımı yapılabilir. Bahsedilen birbiriyle ilintili-bağlantılı dört karşılıklı kenarın arasındaki bağ,  kıyametle birlikte gevşeyecek ve artık koparak, arşı taşıyanların yani evren üzerinde Yüce Allah'ın hâkimiyetini sağladığı unsurların, meleklerin (kuvvetlerin), göğün (evrenin) bağımsız sekiz kenarı üzerinde toplanması yoluyla ayetlerde bahsedilen durumlar gerçekleşmiş olacaktır.  Burada yapmaya çalıştığımız, bilimin ortaya koyduğu teorilerle Kuran ayetleri arasındaki mucizevî uyumun gözler önüne serilmesidir. Her şeyin doğrusunu ancak Yüce Allah bilir.




Sayın Taşpınar,
Evrenin şeklinin ‘Picard hunusi’ (sur) olduğuna dair çok yeni matematiksel bulgular var. Evrenin Sur şeklinde olması ve karanlık enerji ile Sur’a üfleneceği ile çok ilginç veriler var.
https://kuranmucizeler.com/sura-ufleme-1-ufleme-evrenin-fantom-karanlik-enerji-ile-yirtilmasi-ve-kiyamet-2-ufleme-yeni-evrenin-olusumu
Ayetteki ‘sekiz’ kelimesinin meleklere gittiğini düşünmekteyim.
https://kuranmucizeler.com/o-melek-onun-cevresindedir-o-gun-rabb-inin-ars-ini-daha-ustun-olan-sekiz-yuklenir
Selametle,

 

free counters