Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Gıdaların 4 Günde Takdiri  (Okunma sayısı 9871 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı T.Taşpınar

  • Administrator
    • Profili Görüntüle
Gıdaların 4 Günde Takdiri
« : Eylül 23, 2010, 04:33:08 ÖS »

4 GÜNDE GIDALARIN TAKDİRİ

Kuran’da sembolik olarak söz edilen bir günün ellibin yıla eşit olduğuna ilişkin olarak ilginç bulabileceğimiz bir bilgiye bakalım:

Uzayda Şeker
 
Bilim adamları yıldızlar arası bir moleküler bulutta sofra şekerinin moleküler kuzeni olan glikol aldehit’i keşfettiler.

Karbon, oksijen ve azottan oluşmuş, sekiz atomlu bir molekül olan glikol aldehit, diğer moleküllerle birleşerek riboz ve glikoz gibi daha karmaşık şekerleri oluşturabilir. Riboz, RNA ve DNA gibi nükleik asitlerin temel yapıtaşıdır. Glikoz ise en basit şeker monomerlerinden biridir. Glikol aldehit, metil format ve asetik asitle aynı atomları içerir fakat değişik diziliştedir. Metil format ve asetik asit de daha önce yıldızlar arası toz bulutlarında bulunmuşlardı. Bilim adamlarına göre glikol aldehit basitçe sofra şekerinin moleküler kuzenidir.

Şeker molekülü, galaksimizin merkezine yakın, bizden 26 000 ışık yılı uzakta (bir ışık yılı ışığın bir yılda katettiği yoldur ve yaklaşık olarak 36 trilyon kilometreye eşittir) çok büyük boyutlardaki gaz ve toz bulutunda tespit edildi. Bu toz bulutları- ki çoğu zaman birkaç ışık yılı büyüklüğündedirler- yeni yıldızların oluşumu için temel madde kaynaklarıdır. Fakat Dünya’ ya kıyasla çok daha seyrek olan bu bulutlar,  milyonlarca yıl süren karmaşık kimyasal reaksiyonların meydana geldiği bölgelerdir. Bu tür bulutlarda şimdiye kadar 120’ ye yakın farklı molekül keşfedildi. Bu moleküllerin çoğunluğu küçük sayıda atom içerirler.
http://www.istanbul.edu.tr/fen/astronomy/news.php?newsid=88

Basit bir şeker (veya monosakkarit) olan glikoz yaşam için en önemli karbonhidratlardan biridir. Hücreler onu bir enerji kaynağı ve metabolik reaksiyonlarda bir ara ürün olarak kullanırlar. Glikoz fotosentezin ana ürünlerinden biridir ve hücresel solunum onunla başlar.
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Glikoz

Yukarıdaki alıntıda, yıldızlararası molekül bulutlarında canlılar için en temel gıda olan şeker türevlerinden biri olan Glikol aldehit bulunduğunun keşfinden ve şimdiye kadar 120’ye yakın molekülün bu bulutlarda var olduğunun bilindiğinden söz ediliyor. Bu moleküller canlıların temel yapı taşlarını oluşturan ya da gıda maddelerinin temelini oluşturan moleküllerdir.


Başka bir kaynakta ise…

‘’Dev hidrojen gazı bulutları Dünya çevresine gelirse, kitlesel yok oluşlara ve 200 milyon yıl sürebilecek kartopu buzlanmalarına yol açabilecektir. Dünya için bir başka tehlike ise, Samanyolu’nun sarmal kollarında kümelenmiş yoğun hidrojen gazı bulutlarıdır. Colorado Üniversitesinden Alex Pavlov ve meslektaşları dev moleküler bulut adıyla bilinen bu tür bir bulutla karşılaşmanın kitlesel yok oluşlara yol açabileceğine, bu durumda kartopu buzlanmasının bile söz konusu olabileceğine inanıyorlar. Atmosferik bir iklim modelinden yola çıkan Pavlov ve arkadaşları en yoğun bulutların Dünya atmosferini tozla doldurabilecek güçte olduğunu, güneş ışığını engelleyerek gezegeni bir buzul çağına sürükleyebileceğini ortaya koydular. Atmosfer genelde güneş rüzgârlarının yarattığı baskıyla kozmik tozlardan korunur. Ancak Pavlov yoğunluğu yüksek bir bulutun bu rüzgârın etkisini yok edebileceğine ve gezegenimizin böylesi bir bulutun içinden geçmesi için gerekli olan 200,000 yıllık süre boyunca iklimin hızla soğuyacağına inanıyor.
http://ansiklopedi.bibilgi.com/uzaydan-gelecek-%C3%B6nemli-5-tehlike
http://lists.paleopsych.org/pipermail/paleopsych/2006-April/005104.html

Gelişmiş Uzay Bilimleri Merkezinden John Lindsay aydan alınan toprak örneklerinin Dünyanın moleküler bulutlar arasından geçtiği görüşünü desteklediğine inanıyor.   
http://www.tumgazeteler.com/?a=1226035

İlk başlarda dünyanın hidrojen, su buharı, amonyak, metan ve hidrojen sülfitten oluştuğu düşünülmektedir. Laboratuarda böyle bir gaz karışımına dışarıdan enerji verildiğinde bir süre sonra kahverengi bir bulamaç elde edilmektedir.
http://www.historicalsense.com/Archive/Fener73_3.htm

Yukarıdaki alıntıda ise Pavlov adlı gökbilimcinin Dünya’nın geçirdiği buzul çağlarını araştırırken, bu soğumaların, Dünya’nın Samanyolu galaksisinin sarmal kollarının arasında bulunan dev molekül bulutunun içinden geçmesi bu geçiş sırasında atmosferin tozla dolup güneş ışığını geçirememesinden kaynaklandığını belirtmektedir.  Dünya’da başlangıçta hidrojen, su buharı, amonyak, metan ve hidrojen sülfit molekülleri vardı. Sadece bunlardan canlılığın çeşitlenmesi ve gıda maddelerinin oluşabilmesi mümkün görünmüyor. Sonuç olarak dünyamız bu bahsi geçen dev molekül bulutunun içinden geçmiş ve bugün Dünya’daki gıda maddelerini oluşturan moleküllerin çok büyük bir bölümünü bu buluttan almıştır. Dünya kendi çevresinde dönerek bu gıda denizi diyebileceğimiz bulutun içinden geçtiği için, her tarafına eşit olarak dağılmıştır. Ayrıca bu moleküller donduğu için bir çeşit dondurulmuş gıda özelliğini aldığını da söyleyebiliriz.
Burada asıl dikkati çeken konu, bu dev molekül bulutundan geçişin  "200,000 yıl" sürmesidir. Fussilet suresinin 10. ayetinde: “O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam ‘dört günde’ isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti’’
Tahmin edileceği üzere 4 gün x 50,000 yıl=200,000 yıl

Bu ne büyük tesadüf değil mi? Ama mucizevî anlatımlar bununla da bitmiyor. Bir de şu bilgiye bakabiliriz.
Dünya genellikle kozmik ışınlardan manyetik alanı sayesinde korunuyor. Ancak manyetik alanın çok daha güçsüz olduğu tersinme dönemiyle bulutun geçtiği dönemin çakışması durumunda kozmik ışınlar içeriye akabilir. Pavlov manyetik alanda her 200,000 yılda bir tersinme olduğuna ve bulutla çarpışması sonucunda yaşanan etkinin bir milyon yıl kadar sürdüğüne dikkat çekmekte ve bu mantıktan yola çıkarak çoğu çarpışmaların en az bir tersinme dönemine denk düştüğü sonucuna varmaktadır.
http://www.bibilgi.com/uzaydan-gelecek-%C3%B6nemli-5-tehlike
http://www.newscientist.com/article/mg18024252.200-our-magnetic-shield-is-growing-weaker.html

Dünya’nın moleküler bulutun içinden geçmesi için gerekli olan 200,000 yıllık sürenin yanı sıra, Yerküre’nin manyetik kutuplarında her 200,000 yılda bir tersinme oluşur. (Kuzey manyetik kutbuyla güney manyetik kutbunun yer değiştirmesi)

Kozmik ışınlar ancak, manyetik alanın daha güçsüz olduğu tersinme dönemiyle molekül bulutundan geçilen dönemin çakışması durumunda içeriye, yani yerküreye akabileceği üzerinde duruluyor. Tabi burada kozmik ışınlar söz konusudur. Ancak, kozmik moleküllerin de (bunlar gıdaların hammaddesini oluşturan moleküllerdir) yerküreye akışı için manyetik kalkan görevi gören manyetik alanın zayıflamış olması gerekir. İşte bu yüzden yerkürenin molekül bulutuna girişiyle, Dünya’nın manyetik alanındaki tersinmenin aynı ana denk gelip çakışması gerekir. Yüce Allah’ın Kuran’da (41:10) neden tam “dört günde’’ denilerek zamanlamayı vurgulamış olabileceğini tahmin ettiniz değil mi?

Dört günde gıdaların takdir edilmesi, yani 200,000 yılda molekül bulutunun içinden Dünya’nın geçmesi ile birlikte canlılığın çeşitlenmesi, miktarı ve aynı zamanda bu canlıların beslenebileceği gıdaların çeşitliliği ve miktarının artması için yeterli bir molekül zenginliği oluşmuştur. Bu zenginlik biyoloji ve jeoloji biliminde 545 milyon yıl önce olduğu kabul edilen 'kambriyen patlaması' denilen olayın sebebini oluşturmuş olabilir. Kambriyen patlaması bitki ve hayvan çeşitlerinin ani ve hızlı bir şekilde ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur. Bugünkü haliyle ve bileşimleriyle atmosferin oluşması da çok büyük ihtimalle bu molekül bulutundan geçiş olayı ile gerçekleşebilmiş olmalıdır. Ayrıca yukarıda bu konuyla ilgili bahsi geçen kaynakta, Yerküre’nin yaklaşık olarak 250 milyon yılda bir böylesi bir molekül bulutunun içinden geçmiş olabileceği belirtilmiştir.

"Orta derecede yoğun bir buluta çarpma olasılığının ise çok daha yüksek olduğu, 250 milyon yılda bir muhtemelen sekiz kadar buluta çarptığımız belirtiliyor."
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=3667452

Yaklaşık 545 milyon yıl önce olarak ifade edilen zamanla, (her iki süre de yaklaşık süreleri ifade ettiği için) tersinme döneminin denk gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Yüce Allah önce molekül zenginliğini sağlayarak canlıların temel yapı taşlarını ve gıdalarını takdir etmiş, sonra da onların devamlılığını sağlayacak şekilde bitki ve hayvanları diğer canlı türlerini yaratmıştır. Ayrıca Kuran-ı Kerim'de Mü'min suresi 13. ayetinde "size ayetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.". beyanının gerçek anlamına da ulaşmış olabilmekteyiz. Zira rızık kavramı yağmur ve güneş ışığından daha geniş bir kavramı ifade eder. Ayetin hemen başındaki "size ayetlerini gösteren (yani varlığının delillerini gösteren)" sözü de kanaatimizce bunu tam olarak desteklemektedir.




 

free counters