Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Son İletiler

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 10
41
Haritaları iyi incelersek, Gagarin şehrinin bağlı olduğu Smolensk Eyaleti’nin tam ortasından geçen paralel, 55. paralel olup, eyaletin sahip olduğu en uzun paraleldir. Yine eyaletin tam ortasını kesen meridyen ise, 33. meridyendir. Bu da Smolensk eyaletinin sahip olduğu en uzun meridyendir.
 
Gagarin şehri ise, yine haritada görülebileceği  üzere 55. paralelin 33 dakika kuzeyine düşer. Yani 55 derece, 33 dakikadaki koordinat Gagarin şehir merkezini gösterir.

http://www.wolframalpha.com/input/?i=+Gagarin+coordinate

Bundan çıkan sonuçlar:

1-   55. Kuzey paraleli ile 33. Doğu meridyeninin kesiştiği nokta, Gagarin şehrinin bulunduğu Rusya coğrafyasını gösterir. Dünya coğrafyasının tümü ele alındığında sadece bu nokta bile başlıbaşına mucizevi bir işarettir. Örneğin bu koordinat herhangi bir okyanusun herhangi bir yerine denk gelebilirdi, ama öyle değil.

2-   55. Kuzey paraleli ile 33. Doğu meridyeninin kesiştiği nokta, Gagarin şehrinin bağlı bulunduğu Smolensk Oblast’ın tam orta yerini gösterir. Bu durum mucizevi işaretin olasılığını kat kat azaltır.

3-   Gagarin şehrinin koordinatı ise tam olarak 55 derece, 33 dakikadır. Bu durum ise, mucizeyi işaret olmaktan çıkarır ve tam bir mucize kılar.

1400 küsür yıl önce 55:33 ayetinin anlattıkları ile sure ve ayet numarasının,  günümüzde gerçekleşen ilk uzay yolculuğunu yapan Gagarin’in doğduğu Gagarin şehrinin koordinatıyla aynı çıkması Kuran’ın gaybi bir haberidir. 
42
Kehf:11 Kulakların "Üstüne" Vurmak / Kehf:11 Kulakların "Üstüne" Vurmak
« Son İleti Gönderen: T.Taşpınar Mayıs 16, 2012, 11:46:42 ÖÖ »
KEHF 11: KULAKLARIN “ÜSTÜNE” VURMAK


10:82 Allah, hakikati kelimeleri ile gerçekleştirecektir.


Kehf 11. ayette, mağaraya sığınan Eshab-ı Kehf’in yıllarca dış dünya ile bağlantılarını kesmek için “uyutmak” yerine, “kulaklarının üstüne” vurulmasından bahsetmesi ilginçtir. Kulak uyurken de aktif olan bir organdır. Zaten istediğimiz saatte uyanmak için çalarsaat kurmamızın sebebi de budur. Bu konuda asıl dikkat çekilmesi gereken nokta, bağlantı fonksiyonunu etkisiz hale getirmek için kulaklara değil, kulakların “üst” bölgesine vurulmasından bahsedilmesidir. Ayrıca bu ayette, Kuran'da geçtiği cümlenin bağlamına göre farklı anlamlara gelebilen “daraba” fiilinin kullanılması, kulak üst bölgesinde yapılan bir ameliyeyi daha da güçlendirmektedir. Aynı surenin 57. ayetinde de kulağın duymaması ile ilgili bir anlatım var. Ancak o ayette “ala” (üstünde) deyimi geçmez ve farklı bir duymama durumunu belirtir.

“Kulakların üstünde, şakaklarda yer alan beyin bölgesi; işitmenin merkezidir. Kulaklar birer ses alıcısıdır. Amaçları, aldıkları sesleri en iyi biçimde beyine ulaştırmaktır. Çünkü beyin alınan seslere anlam kazandırır. Çünkü asıl işiten kulak değil, beyindir.”
http://beyindoktoru.blogspot.com/2008/03/iitme-ve-nlama.html

18:18’de mağara arkadaşlarının sağa-sola çevrilmeleri durumu, sağ ve sol kulağın üst bölgesinde gerçekleşen ameliyeyle ilgili olduğunu düşünüyoruz.
“Beyinde işitme merkezi sağ ve sol kulak üstü hizasındaki temporal alanlarda bulunur. Sağ kulaktan alınan ses verileri sol temporal alana, sol kulaktan gelenler ise sağ temporal alana giderek işlenir.”
http://www.beyindoktoru.com/makaleler.htm




Beynimizdeki işitme merkezi aynen ayette işaret edildiği gibi kulakların üst kısmında (Ala Azani) bulunmaktadır. İnsan uyusa da ses dalgalarının beyindeki işitme merkezine iletme fonksiyonu kulaklar tarafından yerine getirilmeye devam eder. Ancak beyindeki işitme merkezi etkisiz ve fonksiyonsuz hale getirildiğinde, tamamen duyma duyumuz pasifleştirilir ve seslerin uyandırma etkisi giderilmiş olur.

Beynimizin sırları ve yapısı hakkındaki bilimsel gelişmeler ancak son yüzyıl içerisinde olmuştur. Dolayısıyla, duymamızı sağlayan asıl bölge olan işitme merkezinin “kulakların hemen üst kısmındaki bir noktada ” yer aldığını Kuran-ı Kerim’in indirildiği dönemde bilinebilmesi nasıl mümkün olabilirdi ki?

Halbuki ayette “UYUMAK” anlamındaki “NEWM” kelimesi kullanılabilirdi. Ama kullanılmamış işte… Kuran’daki bu anlatım olağanüstü bir ayrıntıdır. Evet, Kuran’da “beyin” kelimesi yok, fakat görüldüğü üzere o dönemde bilinemeyecek olan beynin bölgesel bir fonksiyonunun detayı var. Üstelik bu detay en anlamlı yerde, yani yüzyıllarca uyutulan mağara arkadaşlarının kıssasında açıklanmıştır.

38:88  Onun  haberinin (doğruluğunu) bir zaman sonra çok iyi bileceksiniz.



43
Bunları Biliyor muydunuz..? / araf suresi 166, aşağılık hayvanlar olun ifadesi
« Son İleti Gönderen: lailaheillallahu Mart 28, 2012, 11:51:25 ÖS »
166. kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: aşağılık maymunlar olun! dedik.

(bkz: araf suresi)

163. onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. işte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.
(bkz: araf suresi 163)

yani burada para için insanlar rab'lerinin emirlerinden vazgeçmektedirler ve rabbi'miz de onlara demektedir ki aşağılık maymunlar olun! şimdi aşağıdaki araştırmayla birlikte maymun benzetmesinin amacı rabbi'mizin izniyle güzel bir zemine, bilimsel bir zemine oturacaktır...

En çok satan kitaplar listesinde haftalarca birinci sırada yer alan Freakonomics kitabının yazarı Steven Levitt, yaklaşık bir yıl önce New York Times'da, Yale Üniversitesinde yapılan çok ilginç bir araştırma hakkında ses getiren bir yazı yazdı. Yazının ve araştırmanın ilginç olmasının nedeni, bu araştırma para ve maymunlarla ilgili. Keith Chen, Yale Üniversitesinde ekonomi bölümünde görev yapan bir Profesör Keith Chen'in araştırması; Maymunlara, para kullanmayı öğretmek ve bunun sayesinde topladığı bilgileri, bizlerin yani insanların, para ile olan ilişkisini karsılaştırıp, çeşitli sonuçlar çıkarmak.

Araştırma, Yale Üniversitesinin maymun laboratuarında başlıyor. Bu laboratuarda 7 adet capuchin maymunları, bir ana ve birçok küçük deney kafeslerinde, para kullanmayı öğreniyorlar. Para olarak, gümüş renkli, somun kullanılıyor. Süreç gayet basit. Ana kafesten bir maymun alınıp, deney kafesine koyuluyor. Bu maymuna para adını verdikleri somun veriliyor. Maymun öncellikle bu somunu kokluyor, ağzına popoürüyor.

Bu aşamada bir tepsi içinde çeşitli yiyecekler getiriliyor: elma, üzüm ve jell-o. Amaç, bu 7 maymunun her birinin sevdiği yiyecek türünü bulmak ve bu yiyeceği elde etmek için parayı kullanmalarını sağlamak. Deney kafesindeki maymun elmayı seçiyor.

Araştırmacılar, maymuna elmayı vermeden önce, elinden parayı alıp, maymuna yiyeceği veriyorlar. Bu süreç haftalarca sürüyor ve maymunlar birkaç hafta sonra, ellerindeki somunun yani paranın gücünü anlamaya başlıyorlar. Maymunlar paranın kullanımını; araştırmacılar, en çok tercih edilen yiyeceği öğrendikten sonra, yeni bir süreç başlıyor: fiyatlandırma. Bu yeni süreçteki amaç, maymunların, biz insanlar gibi rasyonel kararlar verip vermediğini bulabilmek. Böylece araştırmacılar, birçok maymunun tercihi olan jell-o'nun fiyatını iki somun, elmanın fiyatını yarım somun ve üzümün fiyatını ise bir somun yapıyorlar.

Buldukları sonuç ise gerçekten ilginç. Maymunlar, deney sırasında, biz insanlar gibi para harcama konusunda çoğu zaman rasyonel davranıyorlar. Parasını, en çok yiyecek alabileceği şekilde harcamaya başlıyorlar. Maymunlar, 1 somun verip, 2 dilim elma almayı, fiyatı 2 somun olan bir adet jell-o'ya tercih etmeye başlıyor. Buraya kadar her şey güzel! Günlerden bir gün, yine ana kafesten, deney kafesine alınan maymun, deney kafesindeki bir tepsi içinde bulunan 12 somunu görüp, aniden çılgına dönüyor. Paraların bulunduğu tepsiyi kapıp, ana kafese fırlatıyor ve kendisini de ana kafese atıyor. Ana kafesteki bütün maymunlar bir anda gökten para yağdığını görüp, yere düşen paraları kapışmaya başlıyorlar. Levitt, bunu yazısında maymun tarihinde gerçeklesen ilk "banka soygunu" (maymunun tepsiyi çalması) ve "hapishaneden kaçış" (maymunun deney kafesinden, ana kafese kaçışı) olarak tanımlıyor. Bütün bu kaos içinde araştırmacılar, ana kafesteki maymunlardan parayı geri almaya çalışıyor.

Olayın biraz yatıştığı bir anda Keith Chen, hiç görmemeyi tercih ettiğini söylediği bir olaya şahit oluyor: Erkek maymunlardan biri, dişi maymunlardan birine yaklaşıp, ona elinde bulunan somunlardan birini veriyor ve bunun karşılığında dişi maymun, erkek maymunun çiftleşme teklifini kabul ediyor!

işin ilginç yanı bu iki maymunun "işi" bittikten sonra, dişi maymun "kazandığı" parayı araştırmacıya getirip, bununla üzüm almaya çalışıyor. Chen, bu olayı maymun tarihindeki ilk "fuhuş" olarak tanımlıyor.

Üniversitenin araştırma etik bölümü, maymunlar üzerinde yapılan para araştırmasının, maymunların yaşam koşulunu, değerlerini ve gündelik yaşamlarını tamamen değiştirdiği ve zedelediği gerekçesiyle, araştırmayı iptal edip, maymunlara para verilmesini yasaklıyor.

yani burada hayvanlardan olan maymun dışında başka bir hayvanın örnek verilemeyeceğini bu tür bilişsel fonksiyonlara sahip olamayacağını görüyoruz. ayette belirtilen kavim de bir hata yapıyor ve hatanın sebebi yiyecekleri olan balık...

En doğrusunu Allah bilir..



http://hayatkuran.sozlukspot.com/w/araf-suresi-166/
44
UZAYDA İLK İNSAN: “GAGARİN”
ve
KURAN’IN MUCİZEVİ İŞARETİ (RAHMÂN) 55:33

55:33 - Yâ ma'şerel cinni wel insi inisteta'tum en tenfuzuu min aktâris semâwâti wel ardi fenfuzuu, lâ tenfuzuune illâ bi sultân.

Diyanet Meali :
55:33 -  Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç (SULTA) olmadıkça geçip gidemezsiniz.

Bu ayet, insanoğlunun uzaya çıkabileceğini anlatan Kuran’ın biricik ayetidir. Yine bu ayette ön plana çıkan bir kelime “Rahman” formundaki  “sultan” kelimesidir. Ayetteki " lâ tenfuzûne illâ bi sultan" (Sultan olmadan çıkıp gidemezsiniz.) deyimi iki anlamı kendisinde barındırır. Biri, yerçekimi ve atmosferin aşılıp uzay boşluğuna çıkılabilmesinin fiziki olarak çok büyük bir güç gerektirdiğidir (mekiğin ateşleme sistemi). 


Diğeri, aşağıdaki sözlükten de anlaşılabileceği gibi büyük bir iktidar gücün organizasyonu sonucundaki güç anlamını da taşımasıdır.  Yani, çok güçlü bir devletin gücü ve otoritesidir. Uzay çalışmaları bilindiği üzere ancak devlet gücüyle ve devlet otoritesinin kararlarıyla yürütülmüştür. Ayette, sanki bize 1400 yıl önceden, gelecekte uzaya çıkışla ilgili çalışmaların devletlerin gücüyle yapılacağını haber vermekte.

~ Ar sulṭān [#slṭ(n)] 1. iktidar, dünyevi kudret, hükümdarlık [ix], 2. hükümdar
  • ~ Aram şulṭānā שלטנא iktidar, hükümdarlık < Aram #şlṭ שלט egemen olma, iktidar sahibi olma → sulta

http://www.nisanyansozluk.com/?k=sultan

İnsanoğlunun uzaya ilk çıkışı (birçoğumuzun belleğinde olmakla birlikte) araştırıldığında, ilk çıkan insanın Sovyet kozmonot Yuri GAGARİN olduğu bilgisine bir çok kaynakta ulaşabiliriz.

Yuri Gagarin (9 Mart 1934 – 27 Mart 1968)

…Bir dökümhanede çıraklığa başlayan Gagarin daha sonra Saratov`da bulunan yüksek teknik okuluna seçildi. Oradayken “Hava Kulübü”`ne girdi ve küçük uçaklarla uçmayı öğrendi. Bir hobi olarak başladığı bu iş zamanla hayatının önemli bir bölümünü kaplamaya başladı. 1955`de okulunu tamamladı ve bir pilot okulunda savaş uçağı eğitimi almaya başladı. Orada 1957 yılında evleneceği Valentina Goryacheva ile tanıştı. Eğitimden sonra hava şartlarının kötü olduğu Norveç sınırında bir bölgeye atandı. Yetişkin biri olduğunda boyu 157,5 cm civarındaydı.
Uzay Yarışının başlangıç döneminde, Sovyetler kozmonot adaylarını belirlemek için geniş bir tarama programı başlatmışlardı. 20 kozmonot ile Sovyet uzay programına seçilen Gagarin bütün testleri başarıyla atlattı. En sonunda gene yetenekli ve başarılı bir kozmonot olan Gherman Titov ile Yuri Gagarin arasında bir tercih yapılacaktı, Yuri Gagarin seçildi. Bu seçimde soğuk Titov`un aksine Yuri`nin güler yüzlü ve cana yakın bir karakterinin olması ve sade bir çocukluk sürmesinin önemli olduğu söylenir.

12 Nisan1961 tarihinde GAGARİN uzaya çıkan ilk insan oldu. Gemisinin adı Vostok 1 idi.

http://www.hossohbetci.com/blog/yuri-gagarin-kimdir-yuri-gagarin-hayati-yuri-gagarin-biyografisi-yuri-gagarin-hakkinda-google-yuri-gagarin-dedi-yuri-gagarin-resimleri-yuri-gagarin.html





Yuri Alekseyeviç Gagarin: ( 9 Mart 1934 - 27 Mart 1968) 1961 yılında uzaya çıkarak Dünya'yı uzaydan gören ilk insan olan bir Sovyet kozmonotudur. 12 Nisan 1961 tarihinde Gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Yuri_Gagarin

Yuri Alekseyeviç Gagarin, 9 Mart 1934 - 27 Mart 1968 yılları arasında yaşamış Rus kozmonot. 12 Nisan 1961 tarihinde, uzaya giden ilk insan unvanını aldı. Çığır açan bu deneyimiyle çok sayıda ülkeden onur madalyaları aldı.
http://www.biyografi.info/kisi/yuri-gagarin


Yuri Gagarin (9 Mart 1934 – 27 Mart 1968)

Yuri Gagarin, Gzhatsk yakınlarındaki Klushino`da 9 Mart1934 tarihinde dünyaya geldi. Bu kasabanın adı 1968`de GAGARİN olarak değiştirildi

http://www.hossohbetci.com/blog/yuri-gagarin-kimdir-yuri-gagarin-hayati-yuri-gagarin-biyografisi-yuri-gagarin-hakkinda-google-yuri-gagarin-dedi-yuri-gagarin-resimleri-yuri-gagarin.html

Uzaya çıkan ilk insan olan Yuri Gagarin’in adını taşıyan ve doğduğu şehir olan Rusya’daki Gagarin şehri 55 derece.33 dakika  enlemi üzerinde bulunmaktadır.

Gagarin (Russian: Гага́рин), known until 1968 as Gzhatsk (Russian: Гжатск), is a town and the administrative center of Gagarinsky District of Smolensk Oblast, Russia,…
http://en.wikipedia.org/wiki/Gagarin,_Russia




Gagarin şehri Rusya’nın Smolensk Oblast eyaletinde bulunmakta ve  55. kuzey enlemi ile 33. doğu boylamının kesişim noktası da bu yönetim birimi sınırlarının merkezi denebilecek bir noktaya denk gelmektedir.




Yukarıdaki açıklamalardan da hemen fark edileceği üzere, iki önemli husus vardır:

1-   Yuri Gagarin’in adını taşıyan şehrin merkezine yakın bir bölgeden, 55 derece 33 dakika enlemi geçmektedir.

2-   İnsanoğlunun uzaya çıkışından bahsedilen ayet Kuran’da Rahman suresinde, yani  55:33’te geçmektedir.  Gagarin şehrinin bağlı bulunduğu  Smolensk Oblast eyaletinin merkezine yakın bir bölgede 55. kuzey enlemi ile 33.doğu boylamı kesişimini tam olarak vermektedir.

Bu iki özelliğin bir arada bulunması ve ayetin anlamının insanlığın uzaya çıkışıyla ilgili olması beraber düşünüldüğünde artık bunları tesadüf olarak niteleyebilmek çok zor olacaktır. Aslında, 55. enlem ile 33. boylamın kesiştiği bölgenin uzaya insan gönderen ilk ülke olan Sovyetler Birliği ve günümüzdeki mirasçısı olan Rusya’nın sınırları içinde olması bile zaten yeterince ilginçtir. Bu özellik yetmezmiş gibi yukarıda belirttiğimiz şekilde Yuri Gagarin’in adı verilen şehrin merkezinden 55 darece 33 dakika enlemi geçmesi tesadüfü ortadan kaldırmaktadır.
Yuri Gagarin’in doğduğu yer ve memleketi olan Smolensk Oblastından  (oblast=eyalet) geçen enlemler arasında, bu eyaletten geçen kısmı en uzun olan enlem 55.kuzey enlemidir. Aynı şekilde bu eyalet sınırlarından geçen boylamlar arasında bu bölgeden geçen kısmı en uzun olan boylam ise 33. doğu boylamıdır. Bu durum 55:33 koordinatlarının tesadüfi olmadığı yönünde yine bir fikir vermektedir.





Şimdi 3 şıklı bir soru:

(a)Yuri Gagarin’in doğduğu Klushino kasabasını Gagarin olarak değiştiren Sovyet hükümeti, bunu sırf  55° 33’ enlem boylamında olduğunu görerek Kuran’a uysun diye mi değiştirdi, (b) veya Peygamber ve arkadaşlarının bir uydusu mu vardı, ki yerküreyi ölçülendirecek bilgiyi toplayıp  Dünya’nın koordinat sistemini kurarak gaybi bir haberle 55:33 ayetini mi oluşturdular, (c) yoksa Kuran’da göklere çıkış ile ilgili net bir bilgi olarak yer alan bu biricik ayet;  geçmişi, an’ı ve geleceği bilen Yüce Yaratıcının bir ölçüsü sonucu mu 55:33 olarak ayarlandı?  Seçim serbest.



45
Furkan Suresi - Bahreyn / Furat / Ynt: Furkan Suresi - Bahreyn / Furat
« Son İleti Gönderen: T.Taşpınar Mart 23, 2012, 05:46:27 ÖS »


FURKAN SURESİ : BAHREYN - FURAT >>> BERZAH / Kıstak ( “Dil” şeklindeki KATAR Yarımadası)

25:53 - Birinin suyu tatlı, birinin suyu tuzlu iki denizi salıveren, buna rağmen ikisinin arasına karışmalarını önleyici bir engel koyan O (Allah)tır.

25:53 - Ve huwellezi meracel BAHREYNi haza azbun FURATun we haza milhun ucacun we ceale beynehuma BERZEHen ve hicran mahcura.

 “BERZAH” kelimesinin coğrafi terim olarak anlamı aşağıda değişik kaynaklarda verilmiştir.
berzah    Ar. berza¬
 
a.   coğ. esk. 1. Kıstak: “Yarımadanın berzahındaki bu geniş yol biraz tehlikeliydi.” -Ö. Seyfettin.
kıstak, -ğı
a. coğ. Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil (I).
http://tdkterim.gov.tr/bts/

Berzah : Arapça kökenli bir söz olup, coğrafyada bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, kıstak anlamına gelmektedir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Berzah 

Dr. Ali Özek başkanlığında bir heyetin yazmış olduğu ve Medine’de, Kral Abdulaziz Üniversitesinden Dr. Abdullah Mubeşşir Al-Terazi tarafından incelenip neşredilen Kuran mealinin 25:53 ayetindeki açıklama notunda da “berzah” kelimesinin coğrafi bir terim olarak “DİL” anlamında olduğu açıklanmaktadır. *(Kuran-ı Kerim ve Açıklamalı Meali – Suudi Arabistan Kırallığı Medine-i Münevvere 1407-1987)


Basra Körfezi haritaları incelendiğinde en dikkat çekici ve karakteristik şeklin, dar bir kıstak ile anakaraya bağlanan dil şeklindeki Katar Yarımadası olduğu hemen fark edilebilir. Ayette geçen “berzah” kelimesinin coğrafi terim olarak içeriği ele alındığında, bir yarımadanın olması ve bu yarımadayı karaya bağlayan iki yanı suyla çevrili dar bir geçidin, yani kıstağın bulunması gerekiyor. İşte, Katar (Qatar) Yarımadası BERZAH tanımının özelliklerine göre Basra Körfezi için çok belirgin bir şekil oluşturuyor. Tatlı ve tuzlu suyun karışmadığı bölgelerin önemli miktarda bulunduğu deniz olan Basra Körfezinde BAHREYN ve FURAT (FIRAT) ile birlikte üçüncü bir ayırıcı özellik olarak kendisini gösteriyor.
 
“Berzah” kelimesinin eşanlamlısı olarak verilen “kıstak” kelimesinin bir anlamının “DİL” olarak da geçmesi ilginçtir. Çünkü haritalar incelendiğinde Katar Yarımadasının Basra körfezinin içine doğru bir dil şeklinde uzandığı fark edilmektedir.




Ancak ilginç özellikler bununla da kalmıyor. Katar Yarımadasından geçen enlemler içerisinde Katar topraklarından geçen kısmı en uzun olan enlem de yine konunun başından beri temel aldığımız ve sure numarasını belirten enlem olan 25. kuzey enlemidir.

“Qatar” kelimesinin anlamına bakıldığında ise koordinat çizgisi açısından ilginçlik bir hayli çoğalmaktadır. Bu kelime çap/eksen (veya ekvator) anlamında kullanılmaktadır. (Çoğulu “aktar”, bak: 33:14 ve 55:33) Bu nedenle koordinatını verdiğimiz 25:53’teki 25 sayısı, ekvatora paralel olan 25. x eksenidir ki, 25. eksen ise dil şekline benzeyen Katar’ın ortasından geçer.

İşte tüm bu önemli ve ayırıcı özellikler, neden tatlı suyla tuzlu suyun karışmadığı deniz olarak Basra Körfezinin esas alındığı sorusuna tatmin edici yanıtlar oluşturur.


46
Ad’ın bir devamı olan Semud’un yeri, Şam'dan Medine’ye çizilen bir çizginin tam yarısında olan 29:38 koordinatına denk gelmesi, Kuran’da çok anlamlı ve çok ilginç bir durum ile paralellik taşımaktadır. Şöyleki:

Kuran boyunca Ad ismi 24 kez, Semud ismi de 26 kez tekrarlanır. Her iki kelimenin tekrarlarının tam yarısı 29:38 ayetine denk gelmektedir.

24 adet Ad isminin tekrar sayısının yarısı (24/2=12) 29:38 ayetine denk düşmesi tesadüf olabilir. Ancak Semud kelimesinin tekrarının da yarısı (26/2=13)  29:38 ayetine  denk düşmesi tesadüf sınırlarını zorlar. Aşağıdaki tabloda görülebileceği üzere Kuran’da Ad ve Semud isimlerinin tekrarı, tekrar edildikleri sayı adedlerinin yarısında (29:38) ayetinde birleşik durumda olduklarını gösteriyor.






47
Bunları Biliyor muydunuz..? / fatır suresi 13 ve İlk genetik harita tarihi
« Son İleti Gönderen: lailaheillallahu Şubat 14, 2012, 05:18:12 ÖS »
Fatır suresi ve ilk genetik harita:  http://hayatkuran.sozlukspot.com/w/fatır-suresi-13/
48
Bunları Biliyor muydunuz..? / Ynt: Bakara Suresi 73 Detayı
« Son İleti Gönderen: lailaheillallahu Ocak 16, 2012, 11:14:14 ÖS »

"Sığırlarda Deli Dana hastalığının bulunduğunun rapor edilmesinden sonra,  jelatin üretiminde sığır kemiklerinin kullanılmasıyla oluşan endişeler nedeniyle sığır jelatini yerine balık jelatini kullanılmaya başlanmıştır. Fakat balık jelatini maliyetinin de fazla olmasından dolayı, tüketiciye bir etiketleme ile bilgilendirme yapılmadan domuz jelatinlerinin kullanımına geçilmiştir."

"sığır ve gdo ilişkisi."
49
Bunları Biliyor muydunuz..? / Bakara Suresi 73 Detayı
« Son İleti Gönderen: lailaheillallahu Ocak 16, 2012, 11:02:47 ÖS »
‎73. "sığırın bir parçası ile öldürülene vurun" dedik. (denileni yaptılar ve ölü dirildi.) işte, allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir.

(bkz: bakara suresi)

--spoiler--
düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir.
--spoiler--

yani Alim ve yüce Allah bizleri düşündürmek istiyor:

--spoiler--
73. "sığırın bir parçası ile öldürülene vurun" dedik. (denileni yaptılar ve ölü dirildi.)
--spoiler--

bu ancak genetik ilimler neticesinde olabilir bir şeydir.
73. ayet olması da beni 73 yılına götürdü ve bu ayetin açıklaması belki de günümüz genetik uygulaması olan bakteri yaratılması çalışmasına götürdü.

Bu yolla ilk kez 1973'de bir bakteri yaratılmıştır. Bu olay bilimciler topluluğunda bu tür genetik uygulamaların potansiyel tehlikeleri olduğu konusunda kaygılara http://gdohttp/://tr.wikip...irilmi%C5%9F_organizmalar
Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 10
free counters