EVRENİN 6 GÜNDE YARATILMASI
Bakara suresi (2:29)
“O ki, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.”
Bu ayette ''Yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı'' cümlesindeki ''yaratma'' sözcüğü, Evren’in altı günde yaratılması, yani evreni oluşturan tüm maddenin yapıtaşlarının (atomaltı parçacıkların) Büyük Patlamadan itibaren 300.000 yıl içinde ve Meâric 4. ayet bağlamında 50 bin yıldan oluşan 6 günde yaratılmasına atıf olarak değerlendirilmelidir. Çünkü ayette Yerküre'nin değil, ''yerde gördüğümüz her şeyin'' yaratılmasından bahsediliyor. Doğaldır ki, yerde bulunan her şey de bu altı günde yaratılan maddenin içine dahildir. Ayetin devamında da göğe yönelip göklerin yedi kat olarak düzenlendiğinden bahsediliyor.
Nâziât suresi
(79:27) Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı? ki onu Allah bina etti,
(79:28) Onu yükseltti, düzene koydu,
(79:29) Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı.
(79:30) Ondan sonra da yerküreyi döşedi,
(79:31) Yerden suyunu ve otlağını çıkardı,
(79:32) Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Bu ayetlerdeki göğün yaratılması ve bina edilerek yükseltilmesi, Evren’in Büyük Patlamadan itibaren genişlemeye başlamasını tasvir etmektedir. Evren’in genişlemesiyle gök bina edilmiş ve yükseltilmiştir. Daha sonraki ayette gecesinin karartılması ve gündüzünün ağartılması ise, Büyük Patlamadan itibaren 300.000 yıl sonrasında, Evren’de serbest dolaşan elektronların elektro manyetik kuvvetlerin devreye girmesiyle atom çekirdeği etrafındaki yörüngelere dizilmesi ve bu sayede ışığı yayan fotonların serbestçe Evren’de yayılmaları sayesinde Evren’in saydamlaşması olmalıdır. Evren saydamlaşınca, yani ışığı geçirgen bir hale gelince ancak ışık ve karanlık ortaya çıkmıştır.
NAZİAT: 27-32 VE İSRA: 12 AYETLERİNDE GEÇEN KARANLIĞIN VE AYDINLIĞIN YARATILMASI
Yukarıdaki paragrafta verilen bilgilerin yanında, bu ayetlerdeki anlatımları çok daha iyi açıklayan bazı bilimsel bulgulardan bahsetmek gerekir:
“NASA’nın teleskopları Swift uydusunun nisan ayında tespit ettiği 13,7 milyar ışık yılı öteden gelen 10 sn. büyük patlama görüntüsüne odaklandı: Karanlık çağ çok yakında aydınlanabilir.
13 milyar ışık yılı önce meydana gelen gama ışını patlaması, evren haritasındaki karanlık bir bölgenin keşfedilmesi konusunda ipuçları veriyor. Evreni oluşturduğu düşünülen Büyük Patlama 13,7 milyar yıl önce gerçekleşti. Bunu bir “kozmik karanlık çağ” izledi.
....
Karanlık çağ denen dönemin 900 milyon yıl sürdüğü tahmin ediliyor. İlk yıldızların ve galaksilerin oluşumu ise bu karanlık çağın sona ermesiyle başlıyor.”
http://www.teknolojide.com/haber/uzay.aspx
“Astronomlar, uzay teleskopu Hubble sayesinde, evrenin karanlık döneminin sonlarını gözlemlemeyi başardılar. Bu dönem, Büyük Patlama’dan sonraki 1 milyar yıllık dönemi kapsıyor.
Bilim dünyasında genel kabul gören kurama göre, Büyük Patlama’dan sonra evren genişleyerek soğumaya başladı ve Büyük Patlama’dan 300 bin yıl sonra karanlık döneme girildi. Bu dönemde yıldız ve galaksiler oluştu. 1 milyar yıl sonunda da evren, yıldız ve galaksilerin yaymaya başladıkları ışıklarla süslenmeye başladı.”
Hubble 13 milyar yıl öncesini gördü
{Anadolu Ajansı}
10 Ocak 2003
http://forum.ufonet.be/viewtopic.php?f=27&t=8555
http://www.nasa.gov/vision/universe/starsgalaxies/hubble_UDF.html
İsra Suresi 12. Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.
Görüleceği üzere, Büyük Patlama ile birlikte madde ve enerjinin yaratılmasından sonra, 900 milyon-1 milyar yıl gibi bir süre evren hiçbir ışığın bulunmadığı karanlık bir döneme girmiştir. Bundan önce 300 bin yıl zarfında ışığın yayılmasını sağlayan fotonlar yaratılmış fakat bu fotonların harekete geçmesini sağlayacak olan reaksiyonlar, bahsedilen karanlık dönem boyunca olmamıştır. Diğer bir deyişle evrenin yaratılmasını sağlayan enerji maddeye dönüşmüş, daha sonra bu maddenin enerjiye dönüşümü -ki ışık da bir enerjidir- bu karanlık dönem boyunca gerçekleşmemiştir. Bunun sonucunda Naziat ve İsra surelerinin bahsedilen ayetlerinde geçen ve evrende önce karanlığın var olduğu ve sonrasında aydınlığın yaratıldığına dair anlatım ve ifadelerin mucizevî bir şekilde, ne kadar doğru olduğuna ve çok önemli fakat çok az bilinen bazı bilimsel gerçeklikleri yansıttığına da tanık oluyoruz.
Dikkat edilirse ayetlerde Yerküre'nin değil, göklerin yaratılmasından bahsedilirken gecesinin karartılmasından ve ışığın çıkartılmasından söz ediliyor. Eğer Yerkürenin gecesinin karartılması ve gündüzünün ağartılmasından bahsedilseydi, o zaman diliminde doğal olarak Güneşin de var olması gerektiğini düşünebilirdik. Fakat Büyük Patlamanın ilk 300.000 yılında henüz Güneş’in var olamayacağı açıktır.
Bakara Suresi 29. ayet, Naziat Suresi 27-32 ve İsra Suresi 12. ayetler ile ilgili olarak yukarıda belirttiğim açıklamalar göz önüne alınmadan, yerin ve göklerin yaratılmasındaki sıra yani öncelik sonralık ilişkisi yönünden bir çelişki olduğu iddiaları ileri sürülebilmektedir. Bakara Suresi 29. ayette önce yerin yaratıldığı, Naziat Suresindeki ayetlerde ise önce göklerin yaratıldığının belirtildiği ileri sürülüyor. Fakat modern bilimin ışığında yukarıda yaptığım açıklamalar göz önüne alındığında ve mantıklı bir şekilde düşünüldüğünde hiçbir çelişkili durumun söz konusu olmadığını anlayabiliriz.